is hayati · kariyer

İletişim üzerine

dur dinleÖnceki hafta kendi takım arkadaşlarım ile paylaştığım aşağıdaki listeyi blogumda da paylaşmak istedim.

İş hayatında teknik beceriler elbette çok önemli, herhangi bir alanda uzman olmak, donanımlı olmak, işin gerektirdiği yetkinliklere sahip olmak, daha önce eğitimini almış olmak, yıllar içinde deneyim kazanmak… gibi.

Öte yandan,  ben bu konuda ısrar ediyorum, bunlar ancak iş başarınızın %20’sini oluşturuyor. Diğer %80’i kesinlikle karşılıklı diyalog, işbirliği, ortak hedefe koştuğun takım arkadaşların ile iyi iş ilişkisi kurabilme becerisine sahip olman, daha özetle iletişiminin kuvvetli olması.

Geçmiş iş tecrübeme bakarak çok rahatlıkla söyleyebilirim ki, iletişimi kuvvetli olmayan, iş ilişkilerini düzgün yönetemeyen birinin, bulunduğu pozisyon ne olursa olsun, daha büyük organizasyonları yönetebilmesinin bence imkanı yok. Olursa da bana göre bu kişiler “tehlikeli” ve “yetersiz” yönetici tipi oluyorlar.

Ben doğru iletişim, etkili iletişim konusunda hala öğrenciyim, aşağıdaki liste benim etkili iletişim konusunda “top 10” listem. Sizler de dilerseniz, buradaki bilgilerden yararlanabilirsiniz.

  1. İletişim her şeydir! Konuşun, tartışın ama asla kendinizi bir şeylere / birilerine kapatmayın!
  2. Samimi ol, içten ol, başkalarının hassasiyet gösterdiği alanlara karşı saygılı ol.
  3. Hep konuşan sensen, karşındakinin ne sıkıntısı olduğunu asla anlamazsın. Anlamazsan, yönetemezsin. Fısıltılara kulak verirsen, çığlıkları duymak zorunda kalmazsın! Dur ve dinle!
  4. Açık ol, direkt söyle, ima etme, yan yollara girme! Beden diline, mimiklerine, ses tonuna dikkat et. Hoşlanmadığın konuyu açıklıkla söyle, karşındakinin bunu kendiliğinden bulmasını bekleme (sen söylemezsen ömür boyu bulamayabilir)
  5. Doğru tavır ikinci en önemli şeydir. Suçlayıcı, iğneleyici, rahatsız edici bir tavır sergilemek yerine, önce kendini bir sorgula.
  6. Ego (ben oldum, ben büyüğüm, ben eskiyim, ben harikayım, ben müthiş okul mezunuyum, ben ben ben ben ve ben, sonra yine ben…….) tehlikeli bir şeydir! Kurtulun ondan, önce kendinizi sonra karşınızdakini “bağışlamakla” başlayın. İlk adımı atan olun.
  7. Gülümse, nasılsın de, günaydın de, tokalaş, iltifat et (sevdiğin özel insanlara onları sevdiğini söyle, max 1 saniye 29 salise alıyormuş, 2 kelime). Ekibindeki insanlara iyi davran, kendilerini iyi hissetmelerini sağla. Ancak kendini iyi ve rahat hisseden birisi “iyi performans” gösterebilir.
  8. Asla tenkit etme, başkalarının yanında eleştirme, dedikodu zehiri mevzusuna girmiyorum bile!
  9. Şikayet etme. Alman ordusu kuralını hatırla (Alman askeri bir şikayette bulunacaksa bunu yaşadığı olaydan en az 2 gün sonra yapmak zorundaymış. Önce sorgula, kendini dinle, düşün sonra şikayet et)
  10. Hatalı isen özür dile, bu senin zayıf olduğunu değil, karşındaki kişinin “senin egondan” daha değerli olduğunu gösterir. Sana yardımcı olabilecek kişilerden yardım istemekten çekinme.

Listeyi uzatmak mümkün, her türlü katkınızı duymaktan keyif alırım.

3 thoughts on “İletişim üzerine

  1. Koray Bey, yazınıza büyük oranda hemfikirim. Fakat ayrıldığım bazı noktaları belirtmek isterim. Amacım tenkit değil beyin fırtınası yaratmak, bu da iletişim araçlı faydalı bir yöntem bence. 🙂 Başarı için gerekli olan iletişim-bilgi yüzdelerine katılmıyorum. İyi iletişim kurabilen birinin yetersiz bilgiyle bir sınırı aşması imkansızdır. İyi bir bilgi/kültüre sahip kişi ise çok etkili bir iletişim kuramasa da aynı sınırı daha öteye taşıma olasılığı daha yüksektir. Ayrıca iyi iletişim kurmak, bilgili bir insan yetiştirir diyemeyiz fakat bilgiye inanan bir insanın iletişim becerisi büyük ihtimalle vasatın üstündedir. Bu bir paradoks gibi oldu. 🙂 Bence bu yüzdeler %30-%30 olmalıdır. Geriye kalan kısım empatidir. Empati bir iletişim aracı gibi görünse de aslında daha öncül bir durumdur. İyi empati kurabilen bir yönetici; karşısına gelen bir olayı dinlerken, kendisini karşısındakinin yerine koyarak ve onun psikolojisine bürünerek (zor bir tekniktir) bu olay cereyan edene kadar bu kişiler hangi evrelerden geçmiş bunun ayırdına varır ve daha adilane bir tutum sergiler bence. (Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza”daki duruma bezedi 🙂 ) Zaten bu da iletişim değil empati konusudur. Empatik analizler ise bilgisiz ve donanımsız imkansızdır. Öte yandan iyi iletişim becerisi kurmayan veya o durum için kurmak istemeyen bir kişi için bir olay anında karar vermek çok risklidir. Belki o anda o kişinin yorgunluğu stresi iletişim durumunu etkilemiş olabilir.

    Lütfen bu yazdıklarımdan iletişimi değersiz gördüğüm sonucu çıkmasın. Bence de çok önemlidir. Fakat insan hayatını ve sosyal durumları etkileyen o kadar çok parametre var ki, iletişime de bu kadar yüklenmeyi doğru bulmuyorum. İletişime de yazık 🙂

    Fakat ego kısmına %100 katılıyorum. Bence de ilk adım her zaman kazanır. Kaybetse de kazanır. (Bu da paradoks gibi oldu:)))))) )

    1. Mehmet teşekkürler.
      Bilgi elbette önemli, etkili iletişimin içinde empati de zaten olmak zorunda. Tam olarak aynı şeyi söylüyoruz belki: bilgiyi değil, egoyu büyütürsen, bu tehlikeli ve acı verici.
      Einstein güzel formüle etmiş 🙂 buyrun.
      ego tehlikeli birsey! kurtulun ondan

Leave a comment